Blog Arşivi
-
▼
2010
(35)
-
▼
Ocak
(19)
- Park Etme Teknikleri ile Yakıt Tasarrufu
- Tutanaksız ve Fotoğraf Makinesiz Yola Çıkmayın!
- Aracınızın yüzde 35 daha az yakıt tüketmesini iste...
- Motorunuz su kaynatırsa ne yapmalı?
- Otomobillerde Fren Sistemi ve Disk Frenler Nasıl Ç...
- Sürücülere kış uyarısı!!!
- Tek şarjla 400 km
- Otomobiliniz ilk günkü gibi olabilir.
- İkinci El Otomobil Satarken Bunlara Dikkat
- Otomobil Amblemleri ve Anlamları
- Paslanma Ve Çürümeye Karşı Otomobilinizin Bakımı.
- Viraj Alma Teknikleri
- Deprem Sırasında Araba Kullanırken Ne Yapmalısınız?
- ARAÇ TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR, ARAÇ NASIL YIKANIR?
- DİZEL OTOMOBİLİN PÜF NOKTALARI
- Film camlar ölüme yol açıyor
- Hyundai i30, Avustralya’da “Yılın Otomobili” seçildi
- Kazayı Hisseden CR-V
- Motorlu taşıtlar vergisi birinci taksit
-
▼
Ocak
(19)
Etiketler
Park Etme Teknikleri ile Yakıt Tasarrufu

Aracınızı park ederken bilinmesi gereken ilk kural yapılacak güç manevraların park yerinden çıkarken değil park yerine girerken yapılmasıdır. Aracın sıcak olduğu zaman yapılan güç manevralar aracı pek fazla etkilemeyeceği gibi soğuk bir araçla aynı manevraları yapmanız daha fazla yakıt tüketmenize sebebiyet verecektir.
Aracınızı en bilinçli park etme şekli şüphesizki çıkarken hiç bir manevra yapmanıza gerek kalmayacak olan park şeklidir. Bu şekilde yapılan park ile aracınız park yerinden çıkarken soğuk olan motor zorlanmaz.
Aracınızı çalışıtırdığınız anda yakıt sarfiyatını önlemek için fazla rölantide beklemeden aracınızı hareket ettirin.Sıkışık park yerlerinden çıkarken klima, silecek gibi çalışan aksamları durdurmanız gücün direksiyon hidroliğine devrolmasına ve yakıttan tasarruf etmnize sebebiyet verecektir.
Deponuz yeni doldurulmuş ise ve aracınızı yokuşa park etmek zorunda iseniz aracın burnunu yokuş aşağı gelecek şekilde park etmeye özen gösterin.Aracınızı park ettiğiniz yerde aracınızın motorunu fazlasıyla soğutacak hareket halindeki soğuk havadan aracınızı sakınmaya özen gösterin. Sıcak, kumlu ve tozlu iklimlerde garajda muhafaza edilen araçların deposundan buharlaşan benzin açıkta park etmiş bir araca göre çok çok düşüktür. 45-50 °C sıcaklığı bulan illerde araçlar güneş altındayken şamandıra muhafazasında bulunan benzin buharlaşabilmektedir.
Aracınızı gölgeye park ederek hem buharlaşan benzinden kar edeceğiniz gibi aracınızı soğutmak için açacağınız klimadanda tasarruf edebilirsiniz.
Tutanaksız ve Fotoğraf Makinesiz Yola Çıkmayın!

1 Nisan’dan itibaren artık maddi hasarlı trafik kazalarında trafik polisi yerine sürücüler tutanak hazırlayacak. Peki tutanak formları nereden alınacak, nasıl doldurulacak, sigortalar hasarı kaç günde ödeyecek?
Türkiye’de 2007 yılında meydana gelen trafik kazalarının yüzde 85.3’ü maddi hasarlı trafik kazası olarak kayıtlara geçti. Günde ortalama 1800 maddi hasarlı trafik kazası gerçekleşiyor. Büyükşehirlerde trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmak için 1 Nisan’dan itibaren yepyeni bir dönem başlıyor. Maddi hasarlı kazalarda taraflar doldurup imzaladıkları tutanak sayesinde trafik polisini beklemeden olay yerinden ayrılabilecek. Tutanaklar ve fotoğraflar sigorta şirketlerine verilecek, taraflar hasarlarını sigorta şirketlerinden alacak. Taraflar arasında anlaşmazlık olursa eski uygulamada olduğu gibi polis çağırılacak.
TUTANAK FORMLARI NEREDEN ALINACAK?Kaza tespit tutanakları sigorta şirketlerinden dağıtılmaya başlandı. Tutanak formları ayrıca “tramer.org.tr” ve “egm.gov.tr” adreslerinden de indirilebilecek. Formlar fotokopiyle çoğaltılabilecek.
EHLİYET VE SİGORTA ŞART
Trafik kazası yaptığınızda karşı tarafla anlaşıp aracınızı çekmeden mutlaka ehliyet ve trafik sigortası kontrolü yapın. Kazaya karışan araçların kesinlikle zorunlu trafik sigortası poliçelerinin olması gerekiyor.
TUTANAĞA KUSUR ORANI YAZMAYIN
Tutanağa yalnızca kazanın oluş şeklini yazın, kusur oranı yazmayın. Kroki çizmeyi ve kazanın nasıl olduğunu anlatan görüşleri yazmayı unutmayın.
FOTOĞRAF ÇEKMEYİ UNUTMAYIN
Arabanızda bir fotoğraf makinesi bulundurun. Kaza yaptığınızda aracınızı boş alana çekmeden farklı açılardan fotoğraflarını çekin.
ARACINIZI EMNİYET ŞERİDİNE ÇEKİN
Kaza yaptığınız kişiyle anlaştıktan sonra aracınızı bir an önce emniyet şeridi veya boş alana çekin. Tutanakları uygun bir alanda doldurabilirsiniz.
NE KADAR ÇOK BİLGİ, O KADAR HIZLI ÇÖZÜM
Tutanaklarda yer alan görgü tanığı bölümünü kazayı gören kişilerin ifadeleri doğrultusunda doldurun. Tutanakta yer alan fazla bilgi, işlemlerinizin hızlı yürümesini sağlayacaktır.
İLK BAŞVURU SİGORTA ŞİRKETLERİNE
Kaza yapan taraflar, kazanın oluş şeklini birlikte tutanağa yazıp mutlaka imzalayacak. Tutanak hazırlandıktan sonra çekilen fotoğrafla birlikte karşı tarafın trafik sigortası veya kasko sigortası şirketine başvuru yapılacak.
SÜRE KISITLAMASI YOK AMA…
Tutanağın taraflarca sigorta şirketlerine ulaştırılmasında zaman açısından bir kısıtlama bulunmuyor ancak tutanak ne kadar hızlı ulaştırılırsa o kadar çabuk sonuçlanır.
YÜZDE 0, 50, 100 HATA PAYI
İlk başvuruyu alan sigorta şirketleri, en geç 1 gün içinde tutanağı elektronik ortamda Trafik Sigortaları Bilgi Merkezine (TRAMER) iletecek.
Sigorta şirketleri, TRAMER vasıtasıyla 3 iş günü içinde kaza krokilerini de dikkate alarak, tutanak çerçevesinde yüzde sıfır, 50, 100 oranlarına göre kaza sorumluluk değerlendirmesi yapacak.
TUTANAKLAR ZAMANINDA GÖNDERİLMELİ
Kaza sorumluluk değerlendirmesi TRAMER sisteminden yapılacak. Tutanağı zamanında TRAMER’e iletmeyen sigorta şirketi, tutanağı gönderen şirketin belirlediği oranları kabul etmiş olacak.
HATA PAYLARI FARKLI BELİRLENİRSE…
Sigorta şirketlerinin kaza sorumluluk değerlendirmesinde farklı sonuçlara ulaşılırsa, kaza tutanağı TRAMER bünyesindeki Tutanak Değerlendirme Komisyonu’na sunulacak. Komisyon, 3 gün içinde tutanak ve fotoğrafları inceleyerek hata paylarını kesin olarak belirleyecek.
TAZMİNATLAR 8 GÜNDE ÖDENECEK
Sigorta şirketi, belgeler tamamlandıktan sonra 8 iş günü içinde tazminatı ödeyecek.
TUTANAK İNCELEMELERİ İNTERNETTEN İZLENEBİLECEK
TRAMER, tazminat kazanan hak sahiplerinin tutanak incelemesinin hangi aşamada olduğunu internet üzerinden öğrenmelerini sağlayacak alt yapı kurdu.
UYGULAMA TEK TARAFLI KAZALARI KAPSAMIYOR
Tutanak, en az 2 aracın karıştığı kazalarda tutulabilecek. Uygulama, tek taraflı kazaları kapsamıyor.
İKİDEN FAZLA ARAÇ KAZA YAPARSA
İkiden fazla aracın karıştığı trafik kazalarında birden fazla -fotokopi ile çoğaltılmış olabilir- form kullanılabilecek. Bu durumda, her bir form tüm sürücüler tarafından imzalanacak. İmzalar için formun alt tarafındaki boş alan kullanılabilecek. Kazaya karışan tarafların tamamı tarafından imzalanmayan tutanaklar geçerli kabul edilmeyecek.
BU TÜR KAZALARDA TUTANAK TUTMAYIN
Sürücülerin aralarında tutanak düzenleyerek anlaşamayacakları ve trafik ekibi çağırmaları gereken zorunlu durumlar ise şöyle:
Sürücü ehliyetsiz araç kullanılıyorsa veya yetersiz ehliyetle ile araç kullanılıyorsa
Sürücünün yaşı küçükse
Sürücüde alkol veya akıl sağlığı şüphesi varsa
Kazaya karışan araçlardan biri veya daha fazlası kamu kurumlarına ait ise
Kamu kurumlarına ait eşyada zarar meydana gelirse
Kazada sadece 3. kişilere ait eşyalara zarar gelirse
Kazaya karışan araçlardan birinin veya birkaçının trafik sigortası yok ise
Trafik kazası ölüm ve/veya yaralanma ile sonuçlanmışsa
BÜYÜKŞEHİRLERDE TRAFİK AKIŞI HIZLANACAK
Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) İş Analizi ve Ar-Ge uzmanı Pınar Hoşgör, 1 Nisan’dan itibaren trafikte yaşanacak değişiklikleri anlattı.
Mevcut trafik kazalarında sürücülerin yüzde 20’sinin anlaştığını söyleyen Hoşgör, “Sürücüler anlaşmalarına rağmen önceki uygulamada trafik polisi bekliyorlardı ve bu durum trafik sıkışıklığına neden oluyordu. Yeni uygulamayla birlikte anlaşan sürücüler trafikte beklemeyecekler. Eski uygulama aslında devam ediyor, anlaşamayan sürücüler yine polis çağıracak” dedi.
Sürücülerin yeni uygulamaya alışıncaya kadar çeşitli aksaklıkların yaşanabileceğini ifade eden Hoşgör, anlaşan sürücüler arttıkça trafikte ciddi anlamda bir rahatlama yaşanacağını belirtti.
Hoşgör, büyük kentlerde çok fazla trafik kazası gerçekleştiği için insanların beklememek için anlaşma yoluna gideceğini ve bu sayede trafik akışının hızlanacağını dile getirdi.
Sigortalardan sorunsuz şekilde ödemeler gerçekleştikçe anlaşma oranlarının artmasını beklediklerini söyleyen Hoşgör, “Sigortasız trafiğe çıkan sürücüler artık araçlarına sigorta yaptırma yoluna gidecek” diye konuştu.
Hoşgör, bütün sürücüler araçlarında 1 Nisan’dan itibaren mutlaka tutanak bulundurmalı hatırlatmasını yaptı.
SİGORTA ŞİRKETLERİ NASIL ETKİLENECEK?
Sigorta şirketleri, yeni uygulamaya sıcak bakmıyor. Otomobil branşından sürekli zarar eden sigorta şirketleri, artan suistimallerle birlikte zor duruma düşecek. Yeni dönemde sigorta şirketlerinin ödemeleri daha da artacak.
Şirketler, özellikle formların araç sahipleri tarafından eksik doldurulması veya kaza oluşumu hakkında formda eksik bilginin bulunmasının çeşitli zorluklara yol açacağını düşünüyor.
Anadolu Sigorta yetkilileri, suistimallerden kaynaklanabilecek hasar artışının teknik sonuçlara olumsuz etki edebileceği yönünde görüş belirtti. Yetkililer, sürücülerin uygulamaya alışmasının zaman alabileceğini ve bu uygulamanın tanıtımı için çeşitli kampanyalar planlandığını bildirdi.
Bazı sigorta şirketleri ise yeni uygulamayla çeşitli trafik şebekelerinin ikinci el parçalar kullanılan araçlarla birbirlerine çarpıp sigortadan bunun tahsilini isteyebileceği endişesini taşıyor. Çünkü bazı araçlarda orijinal parçalar bulunmuyor, çıkma parçalar kullanılıyor. Bilinçli kazaların yapılacağı, hasar maliyetlerinin düşeceği tahmin ediliyor.
Sigorta şirketleri, daha önce hasarı az olduğu için polisi beklemek istemeyenlerin tutanak kolaylaştığı için hasarlarını yaptırmak isteyeceğini ileri sürüyor.
Aracınızın yüzde 35 daha az yakıt tüketmesini ister misiniz?

Yıldız Üniversitesi nden Prof. Dr. Mustafa Öztürk ün hazırladığı Aracınızın yüzde 35 daha az yakıt tüketmesini ister misiniz? çalışması sizin için kaynak olabilir. Bu çalışma ile verilen uyarıları kısaca açıklayalım. Klima çalıştığında 100 km de benzin tüketimi 1-2 litre artar, araç güneşte kaldığı zaman aracı çalıştırmadan önce camları açarak aşırı ısınmış havayı dışarı atın, Trafiğin yoğun olduğu yerlerde hava klimanın devridaim sistemini çalıştırın, klima çalışırken camları kapalı tutun.
Yaz aylarında akşam-gece-sabah saatlerinde benzin satın alın. Böylece daha yoğun/daha ağır benzin almış olursunuz. Motorunuzu durdurmadan deponuzu benzinle doldurmayın. Depoyu ağzına kadar yakıtla doldurmayın. LPG veya doğalgaz temiz yakıttır.
Lastiklerin hava basınçları yeterli olmalı. Lastik hava basıncı düşük araçlarda yüzde 10 a yakın fazla yakıt tüketimi oluşur. Radial lastikler yakıt tüketimini azaltır. Lastiklerin hava basıncını aracınız soğuk iken kontrol edin.
Aracınızı 30 saniyeden fazla rölantide çalıştırmayın. Gitmeye hazır değilseniz aracınızı çalıştırmayın. Kışın hareket etmeden önce motorun ısınması için 1-2 dakika rölanti yeterlidir. Dururken ısıtmak yerine ölçülü kullanarak yolda ısıtın. Bir araç bir saat rölantide çalışırsa 1 litre ekstra benzin tüketir. İstanbul da yola çıkan 1 milyon araç günde 0,5 saat rölantide çalışsa günde 500 bin litre ekstra yakıt tüketir. Şehiriçi bölgelerde ekonomik ve ideal taşıt hızı 45-75 km/saattir.
Gaz pedalını devamlı nazikçe kullanıp ani kalkışlardan ve duruşlardan kaçının. Olması gereken vitesten düşük viteslerde aracı kullanarak yüzde 45 e varan daha fazla yakıt tüketimine sebep olursunuz. Aracı ani olarak çalıştırıp hızlandırmak normal seyir esnasındaki değerden yüzde 60 daha fazla yakıt tüketimine sebep olur. Aracınızı düz ve sarsıntısız sürün. Düz ve sarsıntısız sürme ekonomik yakıt tüketimine sebep olur. Normal seyir esnasında aracınızın camlarını kapalı tutun.
Açık camlar,100 km/saat hızda yüzde 4 ekstra yakıt sarfiyatına yol açar. Aracınızı 90 km/saat yerine 110 km/saat hızla sürdüğünüzde yüzde 20 daha fazla benzin tüketirsiniz. Aracınızı 20 km/saat ve daha düşük hızla sürdüğünüzde yüzde 50 daha fazla benzin tüketirsiniz. Motorunuzu durdurmadan önce vitesi boşa alınız. Aksi durumda atık yakıt atılmasına sebep olursunuz. Alınan otomobilin yaşı ve 100 km de tükettiği yakıt önemli bir bilgidir.
Kirli hava filtresi yüzde 10 daha fazla yakıt tüketimine sebep olur. Karbüratörlü araçlar enjeksiyonlulara göre yüzde 10 daha fazla yakıt tüketiyor. Kısa mesafeler için aracı sık sık kullanmak yakıt tüketimini artırır. Eski ve kirli yağ filtreleri motor verimliliğini düşürür. Yolculuk esnasında aracınızı fazla yükle yüklemeyiniz. İstiap haddinin üzerindeki her 45 kg. ek yük, yüzde 7 ekstra yakıt tüketimine neden olur.
Aracınızın egzozundan beyaz duman çıkıyor ve bu en fazla 5 saniye sürüyorsa motor iyidir. Bu uzun süre devam ediyorsa (10 sn.den fazla) motorda bir problem var demektir. Araçta bir-iki ayda bir motor yağının siyah/kahverengi, antifirizin sarı/yeşil, şanzıman yağının pembe/kırmızı, fren sıvısı ve benzinin açık renkte olup olmadığını kontrol edin. Prof. Dr. Mustafa Öztürk ün hazırladığı Aracınızın yüzde 35 daha az yakıt tüketmesini ister misiniz? çalışmasından derlenmiştir..
Motorunuz su kaynatırsa ne yapmalı?

Motorun hararet yapması sorunu, soğutma sistemindeki arızalardan kaynaklanır. Soğutma sistemi, ideal motor sıcaklık değerlerini sağlamak için motor soğukken motoru ısıtma, sıcakken de motordaki fazla sıcaklığı almak üzere soğutma işlemini yerine getiren sistemdir. Bu sistemin görevini yerini getirmesini engelleyen pek çok faktör vardır: Soğutma sıvısının azalması, radyatör peteklerinin kireçten veya dış pislikten dolayı tıkanması, termostatın veya fanın bozulması, fan müşirinin arızalanması, motor bloğu üzerindeki su tıpasının delinmesi, vantilatör kayışında ve devirdaim pompasındaki sorunlar.
Su kaynatma nedir?
Soğutma sıvısının eksikliğinden dolayı yeteri kadar soğuyamayan motor aşırı ısınarak hararet yapar ve su kaynatır. Motorun su kaynatması, motor soğutma sıvısının azaldığını gösterir. Soğutma sıvısının azalması, buharlaşma ya da sızıntıdan olabileceği gibi motorun soğutma sıvısının tüketmesi de söz konusu olabilir. Soğutma sıvısının azalmasının başlıca nedenleri arasında sıvı iletim borularındaki çatlamaları, hortumların eklem yerlerindeki kelepçelerden ve devirdaim pompasından sızıntıları sayabiliriz. Radyatör hortumları ve radyatör kapağı da sızıntıların sık görüldüğü bölgelerdir. Motorun soğutma sıvısını tüketmesi ise bozuk bir ana conta ya da motor bloğundaki bir çatlaktan veya silindir kapağı contasının yanmasından meydana gelebilir.
Araçlar neden özellikle yaz aylarında su kaynatır?
Soğutma sisteminde arıza olan araçlar yaz-kış su kaynatır. Ancak su kaynatma sorununun yaz aylarında kış aylarına oranla daha sık yaşandığı da bir gerçek. Bunun sebebi, yazın sıcakların etkisiyle artan buharlaşma. Yazın soğutma sıvısı buharlaşarak, azalır ve motor su kaynatmasına neden olur. Yaz aylarında yüksek sıcaklıklarla birlikte ısınan hava, radyatördeki sıvının soğumasını sağlamakta yetersiz kalmaya başlar. Sıkışık trafik ve “dur-kalk”larla birlikte radyatöre hava alımı azalır ve motor sıcaklığı yükselmeye başlar. Bu sırada soğutma işlemini yerine getirmek için fan daha fazla çalışarak radyatörde bulunan sıvıyı soğutmaya çalışır. Aracınızdaki soğutma sıvısının seviyesinde bir eksiklik ya da daha başka bir problem yoksa soğutma sistemi görevini aynen yerine getirmeye devam eder. Aksi takdirde ise, motorun su kaynatması kaçınılmazdır.
Motor hararet yaptığında ya da su kaynattığında ne yapılması gerekir?
Aracınızın hararet göstergesinde ibre, kırmızı ya da “hot” olarak gösterilen bölgeye yaklaşıyorsa, derhal klimayı kapatmalısınız. Klima çalışırken motora giden havayı ısıtır. Bu nedenle klimanın kapatılması motorun soğumasına yardımcı olur. İbre ilerlemeye devam ediyorsa veya kaputunun üstünde su buharı görürseniz, aracınızı hemen uygun bir yere çekip, motoru durdurmalı ve aracı soğumaya bırakmalısınız. Kaputu açarak, motorun soğumasına yardımcı olabilirsiniz. Motor soğutma sıvısı seviyesi kontrol edilmeli eğer eksikse tamamlanmalıdır.
Sıvı tamamlama işlemi mutlaka motor soğuduktan sonra yapılmalı. Motor sıcakken yapılacak bir sıvı eklemesi basınçlı sudan ve buhardan oluşabilecek yaralanmalara neden olabileceği gibi, sıcak bir motora yapılacak sıvı eklemesi motor bloğunda çatlamaya kadar varan kalıcı zararlar oluşturabilir.
Ancak böyle bir sorunla karşılaştığınızda herhangi bir müdahalede bulunmadan önce firmanızın yol yardım ya da acil servis telefonlarını aramanızı öneririz.
Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise motor soğuduktan sonra en yakın servise ulaşılıncaya kadar düşük devirde ve hızda gitmelisiniz.
Hararete rağmen yola devam etmek sakıncalı mıdır?
Hararet yapan bir motor eğer aynı şartlarda kullanılmaya devam edilirse avans vuruntusu yapmaya başlar.Avans vuruntusu, soğutma sisteminin çalışmadığını gösterir. Buna rağmen hâlâ yola devam edilmeye çalışıldığında ise motor kilitlenmesine yani piston sıkışmalarına neden olunabilir. Avans vuruntusunu duymaya başladığınızda yapmanız gereken, otomobili durdurup, teknik servisle irtibata geçerek profesyonel bir yardım almak.
Soğutma sistemini ilk günkü performansında tutabilmek için kullanıcıların nelere dikkat etmesi gerekir?
Aracınızın soğutma sisteminin ilk günkü performansını koruyabilmesi için soğutma sıvısının düzeyi, hortum ve borularda çatlak olup olmadığı devamlı kontrol edilmeli. Radyatör hortumlarının üzerindeki çatlakları çıplak gözle görmek zor olduğu için radyatör hortumlarını elle kontrol etmelerini tavsiye ederim. Hortumlar aşırı yumuşak ya da aşırı sertse aracınızı derhal bir yetkili servise götürmelisiniz. Hortum kelepçelerinde ve eklem yerlerinde oluşan pas veya beyaz lekelere de dikkat etmekte fayda var. Çünkü bu bölgelerdeki sorunlar sistemde sızıntı olduğuna işaret eder.
Soğutma sisteminin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır?
Soğutma sistemi her bakım periyodunda mutlaka kontrol edilmelidir. Soğutma sistemindeki antifriz aynı zamanda pas önleyici özelliğe sahip olduğundan soğutma sistemindeki antifriz yaz ve kış kullanılmalıdır. Antifriz içerisindeki korozyon (pas) önleyici katkı maddeleri zamanla etkilerini kaybeder. Bu nedenle soğutma sistemindeki antifriz mavi antifriz ise 6 yılda, turuncu antifriz ise 10 yılda bir değiştirilmelidir. Antifriz değişimi esnasında kullanılan suyun “saf su” olmasına özellikle dikkat edilmeli.
“Daha fazla antifriz, daha iyi soğutma sağlar” yargısı doğru mudur?
Kesinlikle hayır. Antifriz, motor soğutma suyunun normalde izin vermeyeceği sıcaklık derecelerinde motorun güvenle çalışabilmesi için motor soğutma suyuna eklenen, suyun kaynama noktasını yükselten, donma noktasını ise düşüren kimyasal bir katkıdır. Normalde aracın bulunduğu bölgenin iklim ve coğrafi şartlarına bağlı olarak; yüzde 20 ila yüzde 60 arasında değişen oranlarda motor soğutma suyuna eklenir. Bu oranın üzerine çıkılması, suyun soğutma kabiliyetini düşürür ve kayıplara neden olur.
Kaç tip soğutma sistemi vardır?
Motorlarda hava soğutmalı ve sıvı soğutmalı olmak üzere iki farklı sistem kullanılır. Hava soğutmalı motorlarda ısınan motor hava ve soğutma yağı tarafından soğutulur. Sıvı soğutmalı motorlarda ise, soğutma işlemi motorun içindeki kanallarda dolaşan sıvı (su, antifiriz karışımı) tarafından sağlanır. Günümüzün modern motorlarında hava soğutmalı sistemler sıkışık trafik ortamlarında yetersiz kaldığı için artık yerini daha modern bir sistem olan su soğutmalı sistemlere bıraktı.
Otomobillerde Fren Sistemi ve Disk Frenler Nasıl Çalışır?


Bir otomobilin hiç şüphesiz en önemli bölümlerinden biri fren sistemidir. Bir araçta fren sistemi ne kadar güçlü ve etkiliyse o araç da o kadar güvenlidir diyebiliriz. Günümüzün bütün modern araçlarında disk frenler kullanılır. Fren pedalına bastığınızda sistemdeki hidrolik sıvının yerini değiştirmiş olursunuz, bu değişim fren disklerine bir piston yardımıyla iletildiğinde araç disk üzerindeki sürtünme kuvvetinin etkisiyle yavaşlamaya başlar. Ne kadar fazla güç uygularsanız disk o kadar baskıya maruz kalır ve tekerleğin dönüş hızı yavaşlar. Disk frenler birçok arabada önde yer alır fakat günümüzde dört tekerlekte de bu tip frenler kullanılmaya başlanmıştır. Disk frenlerin asıl önemli olduğu yer ön taraftır. Çünkü frenleme en iyi ön tekerlekler vasıtasıyla yapılır. Bunu şöyle açıklayabiliriz, hareket eden bir nesneyi yavaşlatmaya başladığımızda eylemsizlik prensibine göre kütle hareketini devam ettirmek ister. Eğer siz bu harekete izin vermezseniz, nesnenin ağırlık merkezi öne kayar. Nasıl araba içinde otururken fren yapıldığında istemsiz olarak ileri doğru bir hareket yapıyorsak, aynı şekilde araç da öne doğru eğilim yapar. Bu eğilimi ve ön kısma yaklaşan ağırlık merkezini durdurmanın en etkili yolu da ön tekerleklerin durdurulmasıdır. Fren esnasında aracın arka tekerleklerinin yerle olan teması ve üzerine binen yük miktarı azalacağından frenleme konusunda pek etkili olamazlar. Fakat eğer geri geri giderken fren yaparsak, o zaman da asıl yük arka frenlere binecek ve arka frenler daha etkili olacaktır.
Disk Frenler
Disk frenler yanda göründüğü üzere kaliper, piston, balatalar, disk ve bağlantı noktalarından oluşur. Fren pedalına bastığımızda sistemdeki hidrolik sıvıyı boruya iteriz. Sıvıların sıkıştıralamaz oluşu ve bulundukları kabın her noktasına aynı basıncı uygulamaları prensibinden yararlanılarak, boru içerisindeki sıvı ince bir geçitten kaliperlerin arasındaki balata pistonuna iletilir. Ayağınızla fren pedalına uyguladığınız 2kg’lık bir kuvvet ile, daracık kesitli olan kanal ağzından sıvının pistona genişleyerek iletilmesini sağlar ve bunun neticesinde 2 tonluk bir basınç oluşturabilirsiniz. Çünkü uygulanan kuvvet cidarı piston üzerinde çok daha geniştir ve sıvılar üzerine uygulanan basıncı her noktaya eşit ilettiğinden kat be kat fazla bir kuvvet ile piston yer değiştirmeye zorlanır. Pistonun ucunda ve diskin arka tarafında bulunan balatalar ile disk sanki mengene ile sıkılıyormuş gibi basınca maruz kalır. Bu disk balataların arasında tekerlekle beraber dönmekte olduğundan frenleme ile birlikte inanılmaz bir sürtünme ve buna bağlı ısı enerjisi oluşur. Bu sürtünme o kadar büyüktür ki, disk tamamen ateş kırmızısı haline bile gelebilir. Özellikle Formula 1 yarışlarında birçoğumuz sert firenaj esnasında diskin kızardığına şahit olmuştur.
Sonuç olarak frenler aracın hareketiyle oluşan kinetik enerjiyi sönümleyerek ısı enerjisine çevirir. Bunu yaparken sürtünmeyle oluşan yüksek ısının hızlı şekilde disklerden ve balatalardan atılması gerekir. Bunu kolaylaştırmak için de ısı transfer katsayısı yüksek malzemelerden disk üretmek ve kaliperlere hava kanalları yerleştirmek en çok kullanılan yöntemlerdir.
Sürücülere kış uyarısı!!!

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kazaları Araştırma Önleme ve Uygulama Merkezi Emekli Müdürü, Türkiye Kazalarını Önleme Derneği Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Halis Tombaklar, açıklamada, ülke genelinde kar yağışı ve soğuk havaların başladığını hatırlatarak, sürücüleri kış şartları karşısında duyarlı olmaları için uyardı.
Kışın araç kullanan sürücülerin herşeyden önce araçların kışlık bakımlarını eksiksiz yaptırmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Tombaklar, araçlarda zincir, çekme halatı ve takoz bulundurulmasının, olası aksiliklerde sürücüye yardımcı olacağını ifade etti.
Kışın gerekmedikçe gece yolculuk yapılmaması uyarısında bulunan Prof. Dr. Tombaklar, şunları söyledi:
‘Kışın araç lastiği seçimi de büyük önem taşıyor. 1 Aralıktan 31 Marta kadar olan dönemde mutlaka kış lastiği kullanılmalıdır. Kış lastiği 5-10 santimetreye kadar karda aracın güvenli sürüş yapmasını sağlayacağı gibi, sıcaklığın -30 dereceye kadar düştüğü bu dönemde yumuşak lastik özelliğiyle tutunmayı artıracaktır.’
Prof. Dr. Tombaklar, kışın lastiklerin yeterli olmadığı durumlarda zincir takılması gerektiğini, pek çok kişinin uygulamasının aksine, karda lastiklerin havasının indirilmesinin güvenli sürüş için yarar sağlamayacağını vurguladı.
Kış aylarında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birinin de yüksek rakımlı bölgeler, köprü ve viyadüklerden geçilirken karşılaşılabilecek gizli buzlanma olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tombaklar, şunları kaydetti:
‘Köprü ve viyadüklerde araçtan aşağı inilip ya da sol ayak yere basılarak gizli buzlanma olup olmadığı kontrol edilmelidir. Soğunun gizli buzlanmaya neden olduğu köprü ve viyadük gibi yerlerde gizli buzlanma tehlikesi varsa fren yapılmamalı, vites yumuşak bir geçişle küçültülmeli, araç otomatik vites ise ayak gazdan yavaşça çekilmelidir. Buzlanmış camlar için buz çözücü spreyler kullanılmalı, camdaki buzu çözmek için kesinlikle sıcak su dökülmemelidir, yoksa cam patlayabilir. Bunun yerine camdaki buzu çözmek için normal su da kullanılabilir.’
Tek şarjla 400 km

Merkezi Hong Kong’da bulunan Çin otomobil üreticisi BYD (Build Your Dreams), otomotiv dünyasında devrim yaratabilecek, bir kere şarj edildiğinde 400 km yol alabilen bir elektrikli otomobili piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor.
BYD tarafından geliştirilen E6 isimli yeni elektrikli otomobil, 5 kişinin rahatça yolculuk edebileceği iç mekana ve büyük bir bagaja sahip bulunuyor. Aracın bataryası ise arka koltuğun altına yerleştirildi.
Evdeki prizden 7-8 saat sürede bataryaları dolan otomobil, özel olarak geliştirilen bir yangın hortumu genişliğindeki bir fişle sadece bir saatte tam olarak şarj edilebiliyor. Aracın sahipleri 10 dakikalık dolumla ise bataryalarını yarım şarj edebiliyorlar.
Eğer otomobil şirketinin açıklamaları doğru çıkar ve BYD şirketi Çin hükümetini veya bir Çin şehrini hızlı şarj istasyon ağı kurmaya inandırabilirse, bu yeni otomobilin elektrikli araçlar alanında devrim yaratması bekleniyor.
Yaklaşık 75 bin TL’ye satılması beklenen ve çevreye öncelik veren ABD’nin California eyaleti hedeflenerek üretilen E6′nın fiyatı, üretim sayısı arttıkça düşecek.
Yeni otomobille ilgili açıklama çevreci kuruluşlar tarafından da memnuniyetle karşılandOtomobiliniz ilk günkü gibi olabilir.

Otomobiller, baharla birlikte bakıma ihtiyaç duyarlar. Çeşitli firmalar tarafından uygulanan temizlik ve bakım sistemleriyle, otomobilinizi hem bahara hazırlayabilir, hem de ilk günkü haline kavuşturabilirsiniz.
Yağmuruyla, çamuruyla, güneşiyle, tozuyla, toprağıyla her mevsim sonrasında otomobile baştan aşağı bir makyaj yaptırmak gerekmektedir. Yaz ve Kış yaklaşırken otomobil sahiplerinin yapması gereken öncelikli işlerden biri de otomobile bakım yaptırmaktır. Kışın yağmurda, çamurda her türlü kötü hava koşullarında, Yazın, güneş altında ve toz, toprakta kullanılan otomobillerin bakıma ihtiyacı vardır.İnatçı lekeleri çıkartabilirsiniz.Kış mevsiminde otomobilin altında biriken tortu ve çamurlar, otomobilin yüzeyinde meydana gelen çizikler, bir süre sonra otomobilde paslanmalara yol açar.
Otomobillerin koltuklarında, döşemelerinde ve diğer yüzeylerinde de zamanla lekeler oluşur. Otomobilinizin iç ve dış yüzeyinde oluşan inatçı lekeleri çıkarmak için oto marketlerde satılan temizlik ürünlerini kullanabilirsiniz.Sadece temizlikle yetinmeyip, otomobilinizi dış etkenlere karşı koruma altına almak istiyorsanız, otomobilinizi koruma sistemleriyle donatmanız gerekiyor.
Otomobilin üzerinde fabrika çıkışında bulunan şeffaf koruyucu tabakanın yok olmasıyla birlikte, otomobilin boya yüzeyi çevre şartlarına karşı tamamen korumasız kalıyor.Güneş boyanın en büyük düşmanı. Otomobilin yüzeyinde zamanla donuk ve lekeli bir görüntü oluşuyor. Uzaktan bakıldığında pürüzsüz gibi görünse de, yakından incelendiğinde boya yüzeyindeki çukurlar ve tümseklerden oluşan engebeli yüzey görülüyor. Güneşin tehlikeli ultraviyole ışınları da boya yüzeyi için ayrı bir tehlike kaynağı oluşturuyor. Ultraviyole ışınları boya yüzeyine yapışan ve mercek görevini üstlenen yabancı maddelerin yardımıyla yüzeyi yakıyor ve bozulmasına yol açıyor.
Fırçayla yapılan yıkama boyayı çiziyor. Otomobillerin yüzeyi için bir başka tehlikeyi ise bilinçsizce yapılan temizlik ve bakım hizmetleri oluşturuyor. Otomobilleri güzelleştirmek için uygulanan pasta - cila işlemi gerçekte boya yüzeyi için oldukça tehlikeli bir uygulama. Otomobilin dış yüzeyine uygulanan pasta işlemişse, yüzey üzerinde dairesel çizikler ve aşınmalar meydana geliyor. Piyasada bulunan ve amatör kullanıma yönelik cilalar ise boya yüzeyinin çok kısa bir süre parlamasını sağlıyor. Bu da parlatma işleminin sık sık tekrarlanmasına yol açıyor. Fırça ve kova kullanarak yapılan oto yıkama ise boya yüzeyini çiziyor. Otomobil fırçayla yıkandığında yüzey üzerinde bulunan kirler, çiziklerin içine yerleşiyor.
İkinci El Otomobil Satarken Bunlara Dikkat

Araç alım satımları internetin yaygınlaşması ile beraber oldukça kolay ve maliyeti düşük hale geldi. Gazete gazete ilan arama, galeri pazar dolaşıp araç inceleme günlerinden sonra internet ortamında oluşan araç havuzlarıyla ne istediğini bilen bilinçli geniş kitleler araç alımı ve satımı yapmaktalar.
Peki en kısa yoldan en doğru sonuca nasıl ulaşabilirsiniz? İkinci el araç alımından sonra ikinci el araç satmanın püf noktalarını da sizin için derledik:
1. Pazarı İnceleyin
Aracınız ikinci elde değeri olan bir araç mı?
Bu araçlara talepler nasıl?
Aracınız çok mu değerli?
Veya aracınızın ikinci el piyasası yok denecek kadar az mı?
Aracınızı satabilmeniz için fiyat mı kırmanız gerekiyor?
Önce bilinmesi gerekenlerle başlayalım;
• Vagon araçlar genellikle küçük boyutlarda mal taşıması yapan çiçekçiler, tamirciler gibi meslek gurupları tarafından tercih edilmektedir.
• 4 Çekişli ve performans açısından güçlü araçlar gençler tarafından tercih edilmektedir. Araçların kullanım durumları ve yıpranmaları araçlar arası fiyat farkını doğurmaktadır.
• Üstü açık araçlar ve motosikletler yaz aylarına doğru değerini kazanırken, kışla birlikte pazardaki sirkülasyonu yavaşlar.
• Pick-up, kamyonet, panelvan gibi araçlar mal taşıması yapılan şirketler tarafından tercih edildiğinden pazarda devamlı alıcı bulabilen, rekabet açısından da çok uygun fiyatlara inebilen araçlardır. Araçların kullanım oranları ve amaçları fiyatları etkileyen en önemli unsurdur.
• Koleksiyon araçları satışı en zor araçların başında gelir, genellikle bu araçları fiyatlandırmak zordur, araç sahipleri araçlarına çok değer verdiğinden fazla fiyata satmak isteyebilirler ayrıca alıcı seçme durumu söz konusu olabilir. Kimi koleksiyoncular ise araca değer vereceğini, iyi bakacağını düşündüğü doğru insanlara arçları çok uygun fiyatlarla satmaktadırlar.Aracınızı satmadan evvel ilk yapmanız gereken internette ilan verilen otomobil ilanlarını inceleyerek kafanızda bir fiyat belirlemeniz olacaktır. Aracınızın model yılına sahip diğer aynı model araçların satış fiyatlarından, verilmiş ilan sayısına aracınızın pazardaki ikinci el değerini anlayabilirsiniz.
2. Aracınıza Fiyat Biçmek
Aracınıza fiyat biçerken ilk dikkat etmeniz gereken aracınızın fiyatının diğer araç fiyatlarıyla rekabet edebilecek düzeyde olmasıdır. İlk vereceğiniz fiyat satmak istediğiniz fiyatın pazarlık payı kadar üzerinde olmalıdır, eğer aracınızı satmak istediğiniz fiyattan satışa verirseniz yapılan pazarlık sonucu aracınızı düşük bir fiyata satmanız muhtemel olabilir. Fiyatlandırmada bir diğer önemli nokta büyük firmaların, marketlerin vb. Ticari şirketlerin ürünlerini pazarlamada uyguladığı psikolojik politikadır. Aracınızın fiyatı 20 milyar ise ve siz fiyata 19 milyar 950 milyon yazarsanız aracınızın talebi 20 milyarlık fiyata gelecek talepten daha fazla olacaktır.
3. Aracınızı Hazırlayın
Aracınızı satışa çıkarmadan önce aracınızın görünümünü olabildiğince iyileştirmeniz gerekmektedir.
Aracınızın görünümünü iyileştirmek için yapabilecekleriniz;
• Aracınızı yıkayın ve cilalayın, dış görünüş her zaman için ilk dikkati çeken olgudur,
• Aracınızı inceleyin, araç da vuruk, çizik motorda kulak tırmalayan ses olmamasına dikkat edin.
• Aracın bakımlarını elinizden geldiğinde kendiniz yapın, aracın bakımı için ne kadar az para harcarsanız aracı satmak için fiyatınızı istediğiniz oranda düşük tutabilirsiniz..
• Aracın kompartımanını temiz ve mümkün olduğunca ilk halindeymiş gibi tutun, alıcı araca bindiğinde ve test için aracı sürmeye başladığında sizin evinizdeymiş yada kişisel bir mekanınızdaymış gibi hissetmesin, bırakın araç kendininmiş gibi aracı sürsün.
• Fren balataları, çamur birikintileri dahil tekerlek bölümlerini çok iyi temizleyin, lastikleri parlatın.
• Camları içten dıştan, aynaları temizleyin.
• Gösterge panelinde toz dahi olmayacak şekilde temizleyin, küllükler boş ve temiz olmasına özen gösterin.
• Aracınızın yapılmış tüm servis bakımlarını alıcıya gösterin, değişen onarılan bakım yapılan parçaların hepsini bildirin, araç alım satımında en önemli konulardan biri dürüstlük ve güvendir.
• Aracın bakıma, yağ değiştirmeye ihtiyacı varsa alıcı gelmeden önce bunları halledin, araç lımı yapacak kişiler alacakları aracın sorunsuz, uğraştırmayacak olmasına özen gösterirler..
4. Aracınızı Pazarlayabilmeniz
Artık aracınız çok iyi görünüyor ve hiç bir mekanik sorunu yok, şimdi sıra aracınızı satabilmek için pazarlama kısmına geçmek. Genelde araç satış ilanı için gazete ilanları kullanılır, pahalı ama sonuç getiren bir yoldur. İnternetten ilan vermek masrafsız olduğu kadar verdiğiniz gazete kadar sonuç verebilecek bir yoldur. İnternet üzerinden ilan verirken bilgilerin düzenine ve doğruluğuna dikkat etmeniz alacağınız sonuçta etkili olacaktır.
Aracınızı satmakta kullanabileceğiniz bazı yollar:
• Online otomobil ilanı siteleri
• Günlük gazeteler,
• Otomobil pazarları,
• Dergiler, Haftalık çıkan tüketici ve ilan gazeteleri,
• Eş, dost, arkadaş yardımıyla
• Araç camına “Satılık” yazmak,
• Aracınızı satmak üzere bir galeriye bırakmak. Bu yolların hepsinde yaratıcılığınızı kullanmanız en önemli unsur, önemli olan en doğru ve ucuz yoldan sonuca gidebilmeniz.
5. Güven Ortamı
Araç alım satımında alıcılar her zaman için satıcıların güvenilir, dürüst olmasına özen gösterir. Karşılıklı güven yapacağınız alım – satım anlaşması için olmazsa olmaz bir şarttır. Alıcının bütün sorularını eksiksiz yanıtlamak güven ortamına zemin yaratabilecek durumların başında gelir.
Gerçek alıcılar araçla test sürüşü yapmak isteyebilir, eğer alıcının ehliyeti varsa araca beraber binebilir, alıcı aracı sürerken sizde araçla ilgili sorulara daha rahat yanıt verebilir aracın performansını alıcıya gösterebilirsiniz.Bazı alıcılar araçları almadan evvel kendi ustasına gösterirken bazıları aracın servis raporlarını yeterli bulmaktadır. Eğer alıcı aracı kendi ustasına göstermek isterse ustasını araca baktırmak için getirmesinde veya sizin araçla ustaya gitmenizde hiçbir sakınca yoktur.
6. Alıcıyla Anlaşmak
Araca bakmaya geldiler, test sürüşü yaptılar her şey tamam sıra fiyatta anlaşmaya geldi. Bazıları pazarlık sevmese de illaki başına gelecek bir durumdur.
"Aracı beğendim, ama..."
Aracın fiyatından hoşnut olmamanın en belirgin tanımlaması olan bu cümleyi alıcı size söylüyorsa eğer aracın fiyatını yüksek bulmuş demektir. “Aracı beğendim, ama...” bir süre sessizlik olur eğer aracı satmak istiyorsanız “Ne kadar fiyat düşünüyorsunuz?” gibi cümlelerle alıcıya satış yörüngesine geri çekebilirsiniz.
"Oluru Nedir?"
Aracın fiyatını yüksek bulmanın daha keskin bir tanımlaması olan bu cümleyi alıcı sarf ettikten sonrası size kalmış. Eğer aracı satmaya ihtiyacınız varsa son teklifinizi yapın.
"Teklifim budur, Kabul mü?"
Alıcı sizden daha atik çıktı ve pazarlığa ağırlığını koyarak kendi fiyatını sundu, pazarlığın bundan sonraki akibeti sizin pazarlık kabiliyetinize kalmış.
"Tamam mı? Devam mı?"
İşte sert kayaya çarptınız, çok kesin bir teklifle karşı karşıyasınız, alıcı blöf yapıyor olabilir ama son fiyatını size bildirerek fazla bir artış yapmayacağının sinyallerini veriyor. Blöf olduğunu düşünürseniz yapmanız gereken teşekkür edip fiyatı kabul edemeyeceğinizi bildirmektir, eğer gerçek alıcı ise yarın sizi gene arayacaktır..
7. Satışı Sonuçlandırmak
Trafik belgesinde fenni muayenesi tamam, trafik sigortası ödenmiş TR plakalı aracınızı sattığınız zaman aracın devri için gerekli evraklar;
• Noter satış senedinin aslı
• Trafik ve tescil belgelerinin aslı
• Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi aslı
• Devir Zeyilnamesi aslı
• Egzost Muayene belgesi aslı
• Alıcı şirket ise Oda sicil kayıt sureti aslıdır.Unutmayınız ki doğru alıcı ile araç satış işlemleriniz basit ve hızlı olacaktır.
Otomobil Amblemleri ve Anlamları
ALFA ROMEO
Asaletin simgesi. Alfa Romeo amblem tasarımı, İtalya'nın Milano şehri ile ülkenin soylu ailesi Visconti etrafına dönüyor. Kırmızı haç soyluluğu, beyaz zemin halkı ve köylüleri simgeliyor. Taç giymiş engerek yılanı ise soylu Viscoti Ailesi'nin armasından alındı.
AUDI
Amblemdeki dört yüzük araba birliği için bir araya gelip ittifak kuran dört firmayı simgeliyor. Audi ismi, firmanın eski yöneticilerinden olan mühendis August Horch tarafından verildi. Markaya kendi ismini vermeyen Horch, Latince'deki karşlığı olan Audi'yi buldu.
BMW
Bayern Motor Werken. Sadece fabrikanın isminin baş harfleri verilmiş. BMW'nin amblemindeki mavi beyaz renkler, Almanya'nın Bavyera eyaletinden geliyor. 1929 yılından bu yana uçak ve motoru üreten BMW, amblemde de üretime uygun lastik içinde dönen pervane figürüne yer veriyor. Daha sonra araba üretimine başlayan BMW arabalarında da aynı amblemi kullanmayı tercih etti.
CHRYSLER
Yeni arabalara eski tasarım. Firmanın kurucu ve sahibi Walter Chrysler'in isteği üzerine, 1998 yılından sonra üretilen Chrysler modellerine 20'li yıllardaki eski amblem takılmaya başlandı. Amblemdeki daireler lastiği, şimşekler ise hızı simgeliyor.
CITROEN
Logosunun çok enteresan bir hikâyesi var. Citroeni yapan bu kişinin asıl amacı o zamanlar mercedes gibi büyük firmalara kafa tutmakmış. Sırf bunun için yaptığı arabada çok sıradışı özellikler varmış. Adam öyle bir yapmışki mesela yaptıgı otomobilin 4 tekerleginden herhangi biri çıkarılınca araba diger 3 tekerlek üzerinde çok rahat bir şekilde hareket edip yoluna devam edebiliyormuş. Ayrıca bu arabanın muciti yaptıgı arabasının maksimum hızdayken bile virajın sertligi ne olursa olsun hiçbir virajda hiçbir şekilde kesinlikle savrulmayacağını idda ediyormuş. Ve öyleki söylediği o maksimum hızda diger otomobil şirketlerinin arabalarının savrulmaması imkânsızmış. Ardından bu adam söylediği o maksimum hızda arabasını savuran biri olursa o kişi arabadan sağ çıktığı takdirde o kişiye bedava araba yapıp verecegini de idda edip herkesin dikkatini çekmeyi başarmış. Bu derece güveniyormuş yaptıgı arabaya. Epey bir insan denemiş ama savurmayı başaramamış hiçbiri. Sonunda bu adamın oğlu denemeye karar vermiş. Oğlu da askeriyede çavuşmuş. Adamın oğlu denemiş ve savurmayı başarmış. Ama sonuçta savrulmanın etkisiyle çok feci şekilde can vermiş. Adam günlerce üzülmüş aglamış. En sonunda oğlunun anısına oğlunun askeriyedeki rütbesi neyse artık (çavuş) rütbesinin işaretini bu arabaya logo yapmış . Fransızların çift açılı çavuş amblemi, daha önce başka bir Citroen ürünü olan dişli çarklarda kullanılıyordu... 1919 yılında araba yapımına başlayan Fransızlar, ürettikleri ilk arabalarında da çift açılı amblemi kullanmayı uygun buldular.
FIAT
Özüne Dönüş. Fabrica Italiana Automobili Orino. Gerçek ismi uzun olduğu için firma sahibi kısaltmayla firmanın marka amblemini oluşturdu. Basit amblem 60 yıl aradan sonra 1990 yılında defne ağacı çevreli daire içine yerleştirildi. Amblem firmanın uzun geçmişini ve spor alanındaki başarılarını simgeliyor.
FERRARI
Hediyelik beygir. italyan kontesin 1923 yılında firma kurucusu Enzo Ferrari'ye hediye ettiği at maskot, Ferrari'nin amblemini teşkil etti. Amblemdeki ana renkler sarı ile kırmızı, firma sahibinin yaşadığı komşu şehir Modena'yı ve yarışa olan sevgiyi simgeliyor.
FORD
Kurucusu Henry Ford'un ismidir. Mavi plaka üzerine süslü püslü harflerle yazılı Ford, nostaljik bir geçmişi anımsatıyor. 1903 yılından bu yana kullanılan Ford ambleminde, geçici bir süre için Köln Katedrali'nin silüeti yer almış.
HONDA
Honda başlıca ürünleri otomobil, kamyon ve motorsiklet olan bir Japon otomotiv markasıdır. Markanın ismi kurucusunun soy isminden gelmektedir. Sohiciro Honda ve Taico Fujisawa. Amblemin anlamıysa bilinmemektedir.
HYUNDAI
Hyundai, Güney Koreli otomobil üreticisi ve çelik sanayicisi firmadır. Kore dilinde Hyundai şimdiki zaman, asri zaman anlamındadır. Hyundai, aralarında inşaat müteahhitliği, otomobil, gemi yapımı, sigortacılık, elektronik, lojistik de bulunan pek çok alanda etkinlik göstermektedir. Kore dilinde Hyundai şimdiki zaman, asri zaman anlamındadır
MASERATI
Maserati kardeşlerin doğduğu Bologna'da bulunan fıskiyeli havuz logoya ilham vermiş. Rönesans döneminden kalma havuz, denizlerin tanrısı Neptün'e ithaf edilmiş. Neptün'ün sembolü üçlü çatal da logo olarak seçilmiş.
MAZDA
Mahkeme kararıyla yeni amblem. Renault'a büyük benzerliği nedeniyle, açılan davayı kaybeden Japon araba üreticisi Mazda, yeni bir amblem oluşturmak zorunda kaldı. Mazda, kanatlarını açmış bir kartal figürünü amblem olarak kullanıyor.
MERCEDES BENZ
Daimler Chrysler ile ortak çalışıp bir araba yapan CARL BENZ isim bulamayınca bir tek kızı olan MERCEDES-BENZ”in ismini bu arabaya verir. Dünyada en çok tanınan markalar arasında yerini alan Mercedes'i, üç ayaklı yıldız figürü, markanın kara, hava ve sudaki gücünü tanımlıyor. Mercedes ambleminin mucidi Daimler. Mercedes amblemi, dünyada en çok tanınan marka olmanın yanı sıra en çok çalınan figür olarak ta ilk sırayı alıyor.
OPEL
Kurucusu “ADAM OPEL”in ismidir.
Opel, önceleri sadece dikiş makinaları üretiyordu. 1899 yılında araba üretmeye başlayan Opel, ambleminde tekerlek içinde şimşeğe yer veriyor. Amblemdeki tekerlek güveni, şimşek ise hızı simgeliyor.
PEUGEOT
Aslanın gücü. Peugeot'un asli işi testere ve testere levhalarıydı. Bir aslan gibi "güçlü" sloganıyla satılan bu ürünlerdeki aslan amblemini Fransızlar, daha sonra ürettikleri arabalarda da kullanmaya başladı.
PORSCHE
Suebyalı'nın gururu. Porsche amblemi, 1952 yılından bu yana Suebya milliyetçiliğini öne çıkartan simgelere yer veriyor. Amblemdeki siyah at, Almanya'nın Stuttgart şehrinin armasından. Geyik boynuzu ile kırmızı-siyah çizgiler ise Almanya'nın Württemberg köyünün flamasından alıntı.
ROVER
Rover (MG Rover Grubu) Birmingham`da yer alan Britanyalı otomobil üreticisiydi. Nisan 2005`de borcundan dolayı iflas etti. Temmuz 2005`te Çinli Nanjing Otomobil Grubu tarafından satın alındı, fakat henüz üretime tekrar başlanmadı.
ROLLS ROYCE
Sevimli Emily Lüks marka Rolls Royce'un kaputundaki zarif şekil 1911 yılından geliyor. Şekil, tasarımcının sevgilisini temsil ediyor. Orijinal adı "Spirit of Ecstasy"(yeniliğin ruhu). Şekle, halk dilinde "Emily" adı verildi.
RENAULT
Kübist baklava şekli. Renault baklava şeklinin bulunuşu 30'lu yıllara dayanıyor. Amblem klasik ve durgun şekli ile geleceği simgeliyor. 1992 yılında küçük değişiklerle, şu an bütün Renault'larda kullanılan yeni bir tasarım yapıldı.
SAAB
Anka kafası. Isveç araba yapımcısı amblemde vatan severliğini ortaya çıkartıyor. Amblemde, firmanın merkezinin bulunduğu Schonen eyaletinin amblemindeki taç giymiş "anka" kafasına yer veriliyor.
SEAT
Ispanyol'un S'si ilham verdi. 90'lı yılların başında VW ile birleşmesiyle Ispanyol araba yapımcısı, VW amblemin üstüne prestij, ilericilik ve dinamikliği simgeleyen büyük S harfini yerleştirdi.
SKODA
Çek sembolü. Skoda'nın daire içindeki kanatlı ok, hayal etmeyi, itina göstermeyi, hız ve ilerlemeyi sembolize ediyor. Firma, kullandığı amblemle, bütün arabaların bu vasıflara sahip olduğunu göstermek istiyor.
SUBARU
Japon yıldızı. Subaru'nun amblemi, 6 Japon araba üreticisinin birleşmesi ile ortaya çıktı. Oval içindeki 6 yıldız, bir araya gelen firmaları sembolize ediyor.
SUZUKI
Suzuki amblemi, 300 güzel sanatlar akademi öğrencisini katıldığı bir tasarım yarışmasıyla ortaya çıktı. Firma yetkilileri, "Uzlaştırıcı" buldukları büyük "S" harfini, yüzlerce amblem arasından seçti. Amblem, 1961 yılından bu yana Suzuki markasını temsil ediyor.
TOYOTA
Müşterilere sevgiler. Japon firmanınn kurucusu Kirchiro Toyota, 1937 yılında üçlü elips kombinasyonu ile güçlü markasının amblemini oluşturdu. Elipsler, araba ile müşteri arasındaki sıcaklığı, ekip ruhunu ve modernizasyonu temsil ediyor.
VOLVO
İsveç'in savaş tanrıçası Volvo arabalarını, İsveç'in çeliğini sembolize eden daire ve ok süslüyor. Amblemin yaratıcısı, demir silahlarla donatılmış savaş tanrısı Merih'i simgelediği figürde, aynı zamanda markanın sağlamlığına işaret ediyor.
VOLKSWAGEN
VW amblemi Porsche mühendisi Fransız Xaver tarafından bulundu. Ekim 1948 yılından bu yana markanın iki harfi Almanya'nın Wolfsburg şehrini şereflendiriyor.
Paslanma Ve Çürümeye Karşı Otomobilinizin Bakımı.

Atmosferden gelen atıklar, çamur, tuz vb durumlarda aracınızda oluşan pas araçlara zarar veren en önemli unsurlardan biridir. Araçların dış yüzeyleri boya ile bir nebze korunsada açık olarak duran metaller paslanma riski ile karşı karşıyadır. Kaput, bagaj, kapı içleri, yürüyen aksam gibi yerlerde karşınıza çıkabilecek paslanma sorunu rutubet, toz, toprak gibi etkenlerle baş göstermektedir.
Üretici firmalar genellikle çevre kirlilikleri, çamur, atmosferik atıklar gibi sebeplerle oluşan paslanmaları garanti kapsamı dışında tutmaktadır. Paslanmaya karşı yapabileceğiniz ilk müdahele aracınız yeniyken araç bakım merkelerinin uyguladığı Pas Önleme Sistemlerini aracınıza uygulatmaktır.Aracın taban sacının yalıtımı sık sık kontrol edilmelidir, yalıtım kabarmışsa paslanma tehlikesi baş göstermiş demektir.
Aracınızın su tahliye delik ve kanallarının açık olmasına dikkat etmeniz,
Aracınızın alt kısmını periyodik biçimde yıkatmanız,
Aracınızı yıkadıktan sonra Kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümleri iyice temizlendiğinden ve kuruduğundan emin olmanız,
Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri dış etkenlere karşı korumasız hale getirecek pasta cila yerine rötuşlayarak gidermeniz,
Aracınızı fırça yerine süngerle yıkamanız ve oluşması muhtemel ince çizikleri engellemeniz,
Aracınızın paslanmasını engelleyecek önlemlerdir.
Viraj Alma Teknikleri

Virajlara Giriş Viraj alımında genellikle yapılan en önemli hata, viraja otomobilin yere tutunma sınırlarını zorlayacak bir hızla girip daha sonra viraj içinde fren kullanma mecburiyetinde kalmaktır.Eğer dikkatli bir sürücü iseniz diğer araçlarla birlikte viraja girdiğiniz zaman çoğu sürücünün hızını ayarlayamamaktan ötürü neredeyse viraj çıkışına kadar fren lambalarının yandığına şahit olmuşsunuzdur. Bunun, şüphesiz ki viraj alımında uyulması gereken belli kuralları uygulamamaktan kaynaklanan nedenleri vardır. Viraj alımında geçerli ilk kural "yavaş gir - hızlanarak çık" şeklinde açıklayabileceğimiz ve yapılan genel hatanın tersine otomobili virajın alımı sırasında değil, daha viraja girmeden yavaşlatmayı hedefleyen kuraldır.
"Önce dış -sonra iç- tekrar dış" olarak adlandırabileceğimiz ikinci kural ise virajı dönülmesi mümkün en geniş açıyla dönebilmemizi ve dolayısıyla otomobilin yere daha fazla tutunmasına yardımcı olmayı amaçlar. Giriş noktasında otomobilin bulunduğu yanlış konumdan ötürü, tepe noktasında viraj açısının ne kadar daraldığı rahatlıkla görülmektedir. Sonuç olarak bu noktada aracı neredeyse durma noktasına varacak kadar yavaşlatmak mecburi hale gelmektedir. Viraj alınırken yolun ne genişlikteki bölümünün kullanılacağı bir çok dış etkene bağlıdır.
Viraj içinde karşı yönden gelen olup olmadığını görmemizi engelleyen ağaç vb. görüş engelleyici birtakım etkenler ya da yolun şehir içi veya şehirlerarası bir yol olup olmadığı gibi.. Ancak, her koşulun uygun olduğu varsayımından hareketle doğru viraj alımını şu şekilde açıklayabiliriz: Doğru viraj alımında sürüş çizgisi "önce dış -sonra iç- tekrar dış" şeklinde olmalıdır. Viraja dıştan, yani sağa dönen virajlarda yolun soluna yanaşarak, sola dönen virajlarda ise yolun sağına yanaşarak dönmek esastır.Otomobili viraj içerisinde yavaşlatmak yerine, gerektiği kadar vitesle birlikte hız düşürülerek otomobilin lastikleri yere tam olarak tutunabilecek şekilde viraja mümkün olduğunca dıştan girilir. Yani, otomobil viraja daha girmeden yavaşlatılması tamamlanmış olmalı ve bu hız, şekilde "apex" olarak gösterilen tepe noktasındaki hız dahil, virajın tümündeki en düşük hız olmalıdır. Fren ancak viraja giriş noktasından önce otomobili yavaşlatma maksadıyla kullanılmalıdır, viraj içinde frene basılmaz. Giriş noktasından itibaren otomobil virajın içine yönlendirilerek tepe noktasına kadar hız belirli bir miktarda artırılır. Tepe noktasında otomobile uygulanan merkezkaç kuvveti maksimum noktadadır. Bu nokta aynı zamanda virajın en içten dönüldüğü noktadır. Virajın en iç konumunda bulunulan tepe noktasından itibaren virajın uzak olan dış noktası hedeflenerek otomobile tam gaz verilerek virajdan çıkılır
Deprem Sırasında Araba Kullanırken Ne Yapmalısınız?

Depremden sonra pek çok kişi arabasına atlayıp yola çıkacaktır. Yoğun bir trafik sıkışıklığı olması kaçınılmazdır. Ancak unutmayın ki, gereksiz yere trafiği işgal eden her araç, ambulans, itfaiye, sivil savunma ve arama-kurtarma aracı gibi can kurtarmak için yola çıkan ekiplerin gecikmesine neden olur.
Deprem anında trafikte iseniz kaza ve çarpmalara dikkat edin ve önlemeye çalışın. İlk anda yavaş yavaş sağa yanaşıp durun. Motoru durdurun, kontak anahtarı yerinde kalsın, pencereleri kapatın ve kapıları kilitlemeden çıkın. Bu sizin zarar görmeniz halinde araçların trafiği engellenmemesi için önemli bir tedbirdir. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde deprem ve acil durum yolları oluşturulmuştur. Bu yolları gereksiz yere işgal etmeyin.
Otoyol veya şehirlerarası yollarda, yoldaki ve yanından geçtiğiniz yerleşim birimlerindeki anormal durum, yangınları cep telefonu veya yol kenarındaki acil telefonlarla ilgililere haber verin. Eğer otoyolda iseniz yolun kenarındaki aydınlatma direklerine, trafik işaretlerine, varsa ses yalıtım duvarlarına dikkat edin devrilebilir. Büyük kamyon ve tankerlerden uzak durun. Tünel giriş ve çıkış yakınlarında durmayın, park etmeyin. Buralarda yamaç kaymaları, kaya düşmeleri yaşanabilir. Viyadük, üst geçit veya köprülerin büyük bir depremde yıkılma tehlikesi olduğunu unutmayın. Buralarda park etmeyin, yol güvenliği ilgili bilgi almadan hareket etmeyin. Radyonuzu açın deprem hasarları ve yol durumuyla ilgili bilgi almaya çalışın.
ARAÇ TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR, ARAÇ NASIL YIKANIR?

Araç temizliği denilince aklımıza ilk gelen olay aracın yıkanmasıdır.Tepeden tırnağa yıkanan bir araç temizliğin en büyük parçasıdır evet ama acaba aracımızı düzgün yıkıyormuyuz?
Öncelikle araç yıkanması için geçerli bazı maddeleri size bir kez daha hatırlatarak konumuza başlayalım;
- Aracınızı güneş ışığında yıkamayınız,
- Aracınızı yıkamak için sabah erken saatleri yada öğleden sonra serin olmasını bekleyin,
- Aracınızı yıkarken sabun olarak bulaşık deterjanı kullanmaktan sakının,
- Aracınızı ılık su ile yıkayın,
- Aracınızı yıkarken yumuşak bir bez kullanın,
- Aracı sık sık suyla ıslatın,
- Aracın tamamını bir seferde yıkamaktan, fırçalamaktan sakının. Aracın üstü, önü, arkası ve yanları olarak ayırdığınız bölgeleri sırasıyla yıkayın,
- Aracınızın cilasını ihmal etmeyin, Oto Şampuan ve bakım ürünlerinin sıkça kullanıldığı Amerika da araç sahiplerinin yaklaşık %3 'ü araçlarını yıkarken kullandıkları sert kimyasal maddelere sahip bulaşık deterjanı gibi otomotiv yıkamak için geliştirilmemiş sabunlarla araçlarına zarar vermekte.
Araçların yılda 2 sefer cilalanması aracın dış yüzey koruması için tavsiye edilirken sürücülerin % 48 'i bu tavsiyeye uymamakta.
Gelelim aracımızı nasıl yıkayacağımıza;
öncelikli olarak aracı yıkamadan evvel tekerlek ve jantları yıkamaya, çamurlarını akıtmaya dikkat etmeliyiz. Bu şekilde aracımızın gövdesini ve boyasını tekerlek ve jantlardan çıkabilecek çamur gibi zarara sebebyet verebilecek maddelerden sakınmış oluruz. Beyaz şerite veya üzerinde beyaz yazıya sahip olmayan lastiklerimizi sert bir fırça ile temizleyebiliriz. Jantımızın tipine göre yumuşak veya sert bir fırçayla jantlarımızı temizledikten sonra gövdeyi yıkamaya başlayabiliriz.
Aracınız için oto şampuanı kullanabileceğiniz gibi boyayı koruyan özel katkılardanda kullanabilirsiniz. (tavsiye : cilalı oto şampuanı) Aracın tepesinden yıkamaya başladığınızda size tavsiye edilen yıkama biçimi yıkadığınız alanın işini bir seferde bitirmek, yani hem sabunlamayı hem durulamayı peş peşe yapmak. Tepeyi yıkadıktan sonra aracın yıkayacağınız bölümleri ön, yanlar ve arka olmalı, en az ayda 1 sefer kapı içlerini temizlemelisiniz. Durulama esnasında suyu yukarıdan aracın tüm yüzeyine dağılacak şekilde durulanacak alana tatbik etmelisiniz.
Aracınızı duruladıktan ve yumuşak bir bezle kuruladıktan sonra dilerseniz aracınıza cila yapabilirsiniz. Cila için dikkat etmeniz gereken en büyük husus aracın yüzeyindeki yabancı maddelerden aracınızı kurtarmanız. Bunun için gelişmiş bir araç temizlik ürünü kullanabilirsiniz. Cilayı nasıl kullanmanız gerektiği cilanın üzerindeki kutuda açıklanmıştır, bu uyarıları dikkate alarak aracınızın cilasını yapabilirsiniz. Cila yaparken dikkat edeceğiniz hususlardan en önemlileri güneş ışınlarından aracınızı sakınmanız ve aracınızın temiz olduğundan emin olmanızdır.
DİZEL OTOMOBİLİN PÜF NOKTALARI

Türkiye'de dizel motora sahip bir çok otomobil 1.6 litrenin üzerinde. Bu yüzden vergi dezavantajına sahip. Bu durum tüketiciye ekstra ücret olarak geri dönüyor. Otomobili kullanırken sağlanan ekonomi, ilk satın aldığınızdaki fiyat farkı altında eziliyor.
Eğer satın aldığınız otomobili uzun süre kullanan veya çok uzun yol kat eden bir tüketiciyseniz, dizel motorlu bir otomobil kazandırıyor. Yılda 40-50 bin kilometreyi geçmeyen bir tüketiciyseniz veya otomobilinizi 3 yıldan az kullanacaksanız, dizel motorlu bir otomobil kullanmak ekonomik değil.
Yeni teknoloji dizel motorlu otomobiller, görünüm olarak benzinli kardeşlerinden farksız. Bu yüzden yakıt alırken siz " motorin deseniz bile pompacılar kurşunsuz "gibi algılıyor. Yanlışlıkla depoya benzin konulması gibi olaylar sıkça yaşanıyor. Eğer depoya yanlışlıkla benzin konulmuşsa, motoru çalıştırmadan konulan benzinin mutlaka depodan çıkartılması gerekiyor.
Motor soğukken mutlaka kontağı yarım çevirerek uyarı ışıkların sönmesini bekleyin. Gerekli sistemler ısındığında ışıklar sönecek ve motor soğuk olmasına rağmen bir seferde çalışacaktır.
Motor soğukken ısınmasını bekleyin. Dizel motorlar benzinlilere göre daha yavaş ısınmaktadır. Kalkışta soğuk motor, konforu bozacak şekilde sarsıntılı olur.
Dizel araç bakımlarıda benzinli araç bakımlarından daha ağır olduğunu düşünürsek tüketilen yakıt ile yapılan karın bakım esnasında gittiği aşikardır . Parça değişiminde bütün motor bloğunun inip yeniden takılacağının unutulmaması gerekemekte.. Bununda maliyeti başlı başına bir külfiyet...
İkinci elde dizel araç kullanıcılarının 2. sene sonunda araçlarının 70.000 km ye geldiğinde yenileme gayretlerini bilmeyen yoktur.. Ozaman neden dizel ???
Dizel araba alacaklara uzmandan tavsiye mutlaka senelik kaç km yapılacağı hesaplandıktan sonra bu araçlar tercih edilmelidir.
Film camlar ölüme yol açıyor

Yasak olmasına karşın çok sayıda otomobilde bulunan cam filmlerinin, kaza sırasında camın dağılmasını ve araçtan çıkışı önlediği, aynı zamanda kırılan büyük parçaların yaralanmaya neden olduğu bildirildi.
Otomobillerde en çok gerçekleştirilen modifiye olan camlara film uygulanması, trafik kurallarına göre 115 YTL ceza gerektiriyor.
Aynı araç üç kez camları filmli şekilde ceza alması durumunda trafikten men edilirken, araçların zorunlu fenni muayenelerinde de camları filmi araçlara onay raporu verilmiyor.
“Camlar, araçlarda 'acil çıkış' görevi görür ve bu nedenle kırılacağı bir darbe aldığında, camın tamamı küçük parçalara ayrılacak şekilde imal edilir. Bu araçtan çıkışı kolaylaştırır ve kesilmeleri azaltır. Özellikle 'güvenlik filmi' olarak satılan film uygulanan camları ise kırıldıklarında tuz-buz olmazlar. Bir kaza sonrası araçtan çıkılması gerektiğinde kırmak da çok zordur. Ayrıca kaza sırasında büyük parçalar halinde kalan cam, keserek yaralanmalara neden olabilir. Filmi camların diğer olumsuz etkisi de gece sürüşünde görüşü azaltmasıdır.”
Cam filmlerinin güvenlik açısından tek olumlu yanının ise hırsızların camı dışarıdan kırmak istediklerinde bunu zorlaştırması olduğunu, ancak mal güvenliğinden önce can güvenliğinin geldiğini düşünürsek...
CİLT SORUNU OLANLAR
Güneşe karşı daha duyarlı olması gereken cilt hastalarının özellikle gün ortasında yapılan uzun seyahatlerde otomobil içinde korunabilmesi için bu tür bir koruyucu zırha ihtiyaç olduğunu belirtilirken, “kullanımı yasak olan bu filmler, dermatolog raporu doğrultusunda kullanılabilmelidir.
Hyundai i30, Avustralya’da “Yılın Otomobili” seçildi

Hyundai’nin yeni otomobili i30, CRDi-VGT dizel motor seçeneğiyle, Avustralya’da rakiplerini geride bırakarak, hem “Yılın En İyi Otomobili”, hem de “Yılın En Çevre Dostu Otomobili” seçildi.
Avustralya’da aralarında The Daily Telegraph, The Herald Sun, The Courier Mail ve Perth Sunday Times gibi önemli günlük gazetelerin de bulunduğu toplam 9 medya kuruluşu tarafından “CARSguide Car Of The Year” ismiyle düzenlenen yarışmada, i30 CRDi-VGT Dizel, toplam 99 puan üstünden 94 puan aldı ve birinci seçildi.
Bu 9 medya kuruluşunun otomotiv editörleri, i30 CRDi-VGT Dizel’in bu birinciliğinde, çekici tasarımı, yol tutuş özellikleri, üstün güvenlik ekipmanları, gelişmiş üretim kalitesi, ödenen ücretin karşılığını fazlasıyla vermesi ve yüksek performansının önemli bir rol oynadığını belirttiler. Böylece Hyundai i30, Avustralya’da ödül kazanan “İlk Kore Üretimi Otomobil” unvanının da sahibi oldu.
Değerlendirmeye alınan otomobiller öncelikle tüm editörler tarafından şehir içi, ana yollar, otoyollar ve köy-kasaba yolları gibi farklı birçok ortamda deneme sürüşüne tabii tutuldular. Bu sürüşlerde özellikle direksiyon tepkileri, yol tutuş, fren ve hızlanma gibi kriterler dikkate alındı. Bu yollardan toplanan verilerle birlikte daha sonra Wakefield Park yarış pistinde araçların kavrama, lastik dengesi, şasi performansı ve süspansiyon gibi özellikleri değerlendirildi.Hyundai i30’un 1.6 CRDi-VGT dizel modeli, ülkemizde 90 ve 115 PS olmak üzere iki ayrı güçte versiyon olarak satılıyor. Şimdilik 5 ileri manuel şanzımanla satılan i30 CRDi-VGT Dizel’in 115 PS’lik motor seçeneğinde kısa bir süre içinde 4 vitesli otomatik şanzıman seçeneği de sunulmaya başlanacak.
Kazayı Hisseden CR-V

Özellikle trafiğin ani durmasından kaynaklanan çarpışmaların riskini azaltan sistem, öndeki araçla aradaki mesafenin kapanma hızı çarpışmanın söz konusu olabileceği bir seviyeye yükseldiğinde önce sesli ve görsel olarak sürücüyü uyarıyor.
Sistem, sürücünün tepkisine göre çarpışma olasılığının kabul edilebilir bir seviyeye gerilediğini belirlerse devreden çıkıyor.
Freni devralıyor
Şayet sürücü çarpışma olasılığını yeterince azaltacak tepkiler vermezse, o zaman hafifçe frene basıyor. Mesafe daha da kapanıyorsa bu kez sert fren yapan sistem, aynı zamanda sürücü ve ön koltuktaki yolcunun emniyet kemerlerini geriye çekerek güvenliği artırıyor.
CMBS, hızın 15 km/s’in üzerinde ve CR-V ile önündeki aracın hızı arasındaki hız farkı 15 km/s’den daha fazla olduğu durumlarda devreye giriyor. Sistem bir düğmeye basılarak devre dışı da bırakılabiliyor.
CR-V ile ayrıca aracın önündeki trafik durumuna göre hızını ayarlayabilen “Uyarlanabilir Hız Sabitleyici” de satın alınabiliyor.
Motorlu taşıtlar vergisi birinci taksit
Motorlu Taşıtlar Vergisinin birinci taksit ödemeleri başladı.
Otomobili bulunanlar, bu ay (Ocak 2010) içerisinde motorlu taşıtlar vergisinin 1. taksidi olarak 22,5 lira ile 7 bin 344,5 lira arasında ödeme yapacak.
Taşıt sahipleri, motor silindir hacmi 1.300 cm3 ve aşağısında olan, 3 yaşa kadarki otomobiller için bu ay 202,5 lira, aynı motor gücüne sahip 16 yaşın üzerindeki otomobiller için de 22,5 lira vergi yatıracak. 1-3 yaş grubunda, motor silindir hacmi 4001 cm3 ve üstündeki otomobillerin ilk taksit vergisi ise 7 bin 344,5 lirayı bulacak.
Motosikleti olanlar, 1. taksit olarak 6,5 lira ile 488,5 lira arasında, minibüsü olanlar 80 lira ile 488,5 lira arasında, otobüs sahipleri 161 lira ile 977,5 lira arasında, kamyonet ve kamyonu bulunanlar da 72 lira ile 1.100 lira arasında motorlu taşıt vergisi verecek.
Motorlu taşıt vergisinin ilk taksidini ödeme süresi, 31 Ocak’ın Pazar günü olması nedeniyle 1 Şubat Pazartesi akşamı mesai saati bitiminde sona erecek.
2 eşit taksitte ödenen motorlu taşıt vergisinin 2. taksidi de Temmuz ayı içerisinde yatırılacak.