8 Mart 2010 Pazartesi

Otomobili selden korumak


Türkiye Trakya ve İstanbul'da yaşanan sel felaketine ağlıyor. Devletin doğal afetlere olan müdahalesinin kısıtlı olduğu düşünüldüğünde bazen maddi ve manevi olarak kendimizi korumamız çok önemli. Aynı şekilde selden etkilenen otomobili de eski haline döndürmek gerekir. Yeni nesil otomobillerin çoğunun ekipmanları elektronik kontrollü çalıştığı için, yağmur suyuna karşı dayanıklı olsa da selde direncini kaybederler.

Başta; ECU, hava emiş sistemi ve emme manilfoldu, ateşleme ile yakıt sistemleri, marş motoru, alternatör, akü bağlantıları ve alarm devre dışı kalır. Otomobilin motor bölümü sürücüye çok fazla masraf çıkartabilir. Otomobilin ıslanan iç döşemeleri, nemi kendi içerisinde tutarak, araç içinin hem kötü kokmasına hem de taban saçlarının korozyona uğramasına neden olur. Otomobilin alt bölümündeki çeşitli metal parçalar, sel suyundan olumsuz etkilenir. Otomobilimiz kapalı otoparkta dahi olsa hiç kimse otomobilinin sel sularının altında kalamayacağına dair garanti veremez. Ama her sürücü kendi aracı için alacağı birkaç tedbir sayesinde en az zararla kurtulabilir.

Otomobil motorunu sudan korumak için neler yapmalı?

Otomobil park halindeyken yağan şiddetli yağmurda onu kapalı bir otoparka alamayabilirsiniz. Bu durumda başta ateşleme veya yakıt sistemi olmak üzere, alarm, akü gibi hassas parçaları su geçirmez parçalarla (naylon) sarmak ekipmanların muhafazasını arttıracaktır.

Otomobili sele karşı korumak için bir kaç küçük tedbir


Öncelikle doğru park etmek

Otomobili park ederken çoğu zaman yer seçme şansımız yoktur. Park edeceğimiz zaman diğer araçların geçişini hesaplarken yağmurun yağışı, nerede birikebileceği ve otomobilin ne kadar etkileneceğini hesaplamak çok önemlidir. Bunun için genelde yüksek ve etrafı açık alanlar otomobilin parkı için idealdir.

Otomobil sel suyuna maruz kaldığında

Sel suyu, otomobilin lastiklerinden itibaren yükselmeye başladığında, motor hiç çalıştırılmadan çağrılacak kurtarıcıyla otomobil, en yakın yetkili servise götürülmelidir. Burada yetkili servis, otomobilin tüm ekipmanlarını kontrol eder ve gerekli onarım veya değişimi yapabilir.

Kasko veya sigortadan yararlanmak

Özellikle; çarpma, devrilme ve çalınmaya karşı, hasarı karşılayan kasko sigortası, bu özelliklerinin dışında birçok şirket tarafından müşteriye farklı paketler de sunabiliyor. Bu paketler arasında bulunan ve otomobilde sel ya da su baskınına karşı araçta oluşan zararları da karşılayan seçeneğin tercih edilmesi en doğru olanıdır.

24 Şubat 2010 Çarşamba

Motor yağına ek olarak başka yağ katkı maddesi kullanmak yararlı mıdır?


Hayır, yararlı değildir. Çünkü motorun ihtiyacı olan tüm katıklar kaliteli bir motor yağında zaten vardır. Yapışan ve viskozite artıran olmak üzere iki gruba ayrılan katıklar, motor yağının katık dengesini bozarak uzun vadede motora zarar verir. Otomobil üreticileri dışarıdan katık kullanılmasını tavsiye etmezler.

Motor yağı katığı kullanmanın sakıncaları şunlardır:

* Yağa sonradan ilave edilen katıklar, motor yağının mevcut katıklarıyla reaksiyona girip yapısını bozabilir. Bu durumda genelde yağda katılaşma şikayetleri oluşmaktadır
* Yine bu katıklar, silindir duvarlarında daha iyi yağlama için açılan honlama çizgilerini tıkar. Bu da yağın silindir duvarlarına tutunmasını zorlaştırarak yağ filminin oluşmasını engeller ve motor aşınmasını artırır

aracınızın modeline göre yağ kullanın ve km si dolmadan değiştirin başkada bir olayı düşünmeyinn ... sadece burada dikkat edilmesi gereken motorun yağ eksiltip eksiltmediğini periyodik aralıklarda kontrol etmek en iyisidir
17 Şubat 2010 Çarşamba

Otomobillerin beyni


Küçük hacimden büyük güç üreten, “az yakıt tüketen ve çevreci özellikleriyle öne çıkan günümüz otomobillerinin bu sihirli özelliklerinin altında elektroniğin gücü yatarken” bu sistemler ECU tarafından yönetiliyor.

Otomotivin teknolojik gelişiminde, hidroliğin iletme gücü veya mekanik sistem özellikleri yerlerini elektroniğe bırakırken bu sistemler ECU yani Elektronik Kontrol Üniteleri tarafından yönetiliyor. Araçlarda; yakıt sisteminden, ateşlemeye, frenlerden stabilize sürüş kontrolüne, havayastığından klimaya kadar çok sayıdaki ekipmanın elektronik olarak çalıştığı otomobilde sürücü hataları veya dikkatsizlikler en aza indiriliyor. Her biri küçük bir fabrika işlevine sahip olan ECU’lar, yönettikleri parçaların özelliklerine göre önceden özel yazılımlarıyla programlanarak üretici marka tarafından araca monte edilir. Bu yazılımlar, her aracın özelliğine göre değişirken çok sayıda çip bu küçük cihazların içinde görev yapıyor. ECU programlandığı bilgileri uzun yıllar saklama özelliğine sahip EPROM (Erasable Programmable Read Only Memory) adlı küçük transistörlerden (hesaplayıcılardan) meydana gelirken, çalışmasını kısaca özetleyelim. Bu sistemde bulunan çok sayıdaki sensör; motorun devrini ve yük durumunu, çevre sıcaklığı, havanın yoğunluğu, motor soğutma suyu sıcaklığı gibi verileri sürekli alarak yazılım haritasında değerlendirir. Milyonlarca farklı verinin kayıtlı olduğu bu harita, gerekli hesaplamaları yaparak ilgili parçanın çalışmasını sağlar. Mesela yakıt sisteminin hava akışında bulunan hava akış sensörü, giren havanın miktarını ölçerken, motor devri, vuruntu ve sürücünün gaz pedalına basma şiddeti, sensörler tarafından ölçülerek ECU’ya gönderilir. ECU’nun içinde bulunan EPROM, gerekli hesaplamayı yaparak yakıt pompasını çalıştırır ve yakıt, hava ile karışarak yanma odasına girer. Yakıtın daha iyi atomize olması sayesinde tüketim azalırken, motorun verimi artar ve aracın emisyon değerleri düşer.

ABS sisteminde de ECU benzer bir göreve sahiptir. Tekerlek devir sensörleri aracın hızını ölçerken, sürücünün frene basmasıyla ECU, fren merkezine ve kaliperlere belirli aralıklarla hidrolik göndererek tekerleklerin kesintili olarak (Kilitlenmeden) yavaşlamasını sağlar. Sürücünün kontrol edemeyeceği kadar hızlı olarak otomobili sürekli denetleyen ve yöneten bu parçalar sayesinde araçlar sürüş performansı, güvenlik ve çevreci özellikleriyle ön plana çıkarlar. Ancak ECU, yapısal özellikleriyle ucuz gibi görünse de yazılım maliyetiyle pahalı bir parçadır. Donanım seviyesi arttıkça ECU’nun yazılım sistemi daha da karmaşık bir hale gelir ve bu da araçların fi yat etiketine doğal olarak yansır.

Otomobilde ECU'nun yönettiği sistemler

Elektronik Kontrol Ünitesi, motorda yakıt sisteminin dışında birçok sistem üzerinde görev yapıyor. Bu sistemler arasında; kademeli otomatik şanzımanlarda, çalışma verimini denetleyen bir “Kontrol Ünite”si bulunur. Çalışma prensibi ECU gibi olan bu yönetici beyinler üretici markalar tarafından (TCU gibi) farklı isimlerle kullanılabiliyor. Aktif süspansiyon veya adaptif süspansiyon sistemleri de bir kontrol ünitesi tarafından yönetilir. ECU’nun yönettiği en önemli sistemlerden biri ABS’dir. Elektronik Fren Dağıtıcısı (EBD), Elektronik Stabilize Kontrolü (ESP), Çekiş Kontrolü (TC) gibi bir çok sistem ABS’nin ECU’sunu kullanır. Ayrıca, mesafe kontrolü, şerit kontrol sistemi veya kör nokta uyarısı da ECU tarafından yönetiliyor.
12 Şubat 2010 Cuma

Trafik canavarı artık kırmızı ışıkta geçemeyecek


Trafik ışıklarının özellikle büyükşehirlerde trafik akışını düzenlemedeki rolü büyük. Fakat zaman zaman bu ışıkların sürücüler tarafından algılanması zor olabiliyor, veya, trafik ışıklarını kimi sürücüler bir yere yetişme telaşıyla görmezden gelebiliyor. Beklemeye tahammülü olmayan sürücüler bazen de yayaların hayatını tehlikeye atabiliyor.

Sanal duvar

Hanyoung Lee tarafından tasarlanan bu fikrin amacı sürücü hatasından kaynaklanan trafik kazalarının önüne geçmek. Bu sistem standart bir trafik lambasından çok çok öte bir deneyim sunuyor. Sürücü yolda giderken bu sanal duvarın yerleştirildiği yol bir anda laser ışınlarıyla oluşturulmuş sanal bir kırmızı duvara dönüşüyor. Böylelikle sürücünün” kırmızı ışığı görmedim” gibi bir bahanesi de kalmamış oluyor.

nasıl çalışıyor:

Yolu kaplıyor

"Araçlar için kırmızı ışık yanacağı anda ’Lazer Plazma Işınlar’ araç yolunun tamamını kaplıyor. Böylelikle çok etkili bir uyarı ile sürücünün durması gerektiği anlaşılıyor. Yayalar oldukça rahat bir şekilde yolun karşısına geçebiliyor. Bu çarpacakmış görünümünü veren ışınlar süre sonunda ortadan kayboluyor."

Teorik olarak dünya çapında beğenilen bir fikir olan ’Sanal Kırmızı Işık’ın ne zaman hayata geçeceği ise henüz belli değil.

Otomotiv teknolojisi konusunda üzerinde çalışılan bir diğer şey ise, gelecekte otomobillerin, sinyalizasyon ışıklarına göre otomatik hareket etmesini sağlamayı amaçlıyor. Bu teknoloji hayata geçtiği takdirde, kullandığınız araç, kırmızı ışıkta önce sizi uyaracak eğer durmazsanız kendiliğinden duracak.
9 Şubat 2010 Salı

Araç lastiklerine yakıt değeri yazılacak


Artık buzdolaplarına enerji tüketim sınıfının yazıldığı gibi araç lastiklerine de yakıt tüketimine etkisi yazılacak. Zaman'ın haberine göre, 2012'den itibaren Avrupa, lastikte enerji kodu uygulamasına geçecek. Otomobil üreticileri Avrupa Birliği Komisyonu'nun 2012'de uygulamaya koyacağı 120 gram karbondioksit barajının altında tutmak için motor ile lastikler üzerinde çalışıyor. Hep performans ve güvenlik yönüyle öne çıkan lastikler artık tasarruf sağlayan yönleriyle de rekabete girecek. Lastik almaya giden müşteri hangi lastiğin daha az yakıt tüketimi sağladığını görebilecek. Uygulama Avrupa Birliği ile birlikte Türkiye'de de geçerli olacak. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan Türkiye'de bu tasarruf daha da önem kazanıyor.

1992 yılından beri enerji koruyan lastikler üreten dünya devi Michelin'in Türkiye sözcüsü Sertan Akçagöz, lastiğin hamurunda kullanılan özel malzemeler ve sırt desenlerine göre yakıt tüketiminin değiştiğini söyledi. Lastik dendiğinde daha çok performans, hız ya da güvenlik konularının öne çıktığını belirten Akçagöz, "Bunlar artık iyi düzeyde sağlanabiliyor. Ancak, otomotiv üreticileri araçların daha az yakıt tüketmesi için yeni teknolojiler geliştiriyor. Bu noktada lastikler kilit rol oynuyor. Doğru lastikle ciddi ekonomi sağlamak mümkün. 2012 yılından itibaren Avrupa'da ve Türkiye'de lastikler üzerinde tıpkı buzdolabında olduğu gibi enerji kodu zorunluluğu da bunu hedefliyor. Yani fiyatı daha ucuz bile olsa lastiğin uzun vadede sağlayacağı ekonomi dikkate değer olacak. Yapılan çalışmalar enerji koruyan lastiklerle ciddi yakıt tasarrufu sağlanabildiğini ortaya koydu." diye konuştu.

Türkiye'de son dönemde Uzakdoğu menşeli markalarla birlikte lastik markası sayısı 50'ye yaklaştı. Sadece binek otomobilde 7,5 milyon lastik talebinin olması üreticilerin iştahını artırıyor. Sektörde dünyada birinci, Türkiye'de ise üçüncü sırada olduklarını belirten Sertan Akçagöz, lastik pazarıyla ilgili ilginç bir gözlemde bulundu: "Lastik tercihinde otomobilden farklı bir profil çıkıyor. Aracı oldukça mütevazı olan biri bile biraz daha fazla ödeyip iyi marka bir lastik alabiliyor. Bu, özellikle lastiğin güvenlik konusunda ortaya koyduğu imajın bir sonucu. Türkiye'de iyi eğitimli ama çok para kazanmayan önemli bir kesim var. Pahalı araç alamasa da lastiğinden ödün vermiyor."

4 lastiğin otomobilin toplam maliyeti içinde ciddi bir yer tutmadığını söyleyen Akçagöz, buna rağmen pahalı bir ekipman gibi algılandığını dile getirdi. "Aslında ortalama bir otomobilin 2,5-3 depo yakıt bedeliyle 4 lastik alınabiliyor. Üstelik yeni lastiklerle güvenlik ve performansınızın yanı sıra yakıt tasarrufunuz da artıyor." diyen Akçagöz, yapılan kilometreye bağlı olarak ortalama üç yılda bir lastiğin yenilenmesi gerektiğini ifade etti.

Aracı 80 km hızla sür yakıttan tasarruf et.


Araç sahipleri için pahalı benzine karşı yapılacak çözüm; tasarruf. Zaman'ın haberine göre, Shell, Total, BP gibi sektörün önde gelen şirketlerinin araç sahiplerine yaptığı tavsiyelere göre 80 kilometre (km) hızla seyreden bir araç, 100 km hızla giden araca göre yüzde 30 daha az yakıt tüketiyor. Seyir halinde iken gereksiz klima çalıştırmamak, ani gaz-frene basmaktan kaçınmak, aracın camlarını kapalı tutmak tasarruf sağlıyor.

Daha az yakıt tüketimi, ilk olarak araç bakımlarının düzenli yapılmasıyla başlıyor. Bunun için motor ve lastik bakımları öne çıkıyor. Kirli bujilerin değiştirilmesi yüzde 5 tasarruf sağlıyor. Lastik havalarının kontrolü, verimi yüzde 3 artırıyor. Gereksiz bagajın maliyeti yüzde 5 daha fazla yakıt tüketmek demek.

En önemli yakıt tasarrufu ise aracın hızıyla sağlanıyor. İngiliz Ulaştırma Bakanlığı çalışmasına göre saatte 100 km hızla giden bir araç, 80 km hızla giden araca göre yüzde 30 daha fazla yakıt harcıyor. Klimanın çalıştırılması, yakıt tüketimini yüzde 8 artırıyor. Uygun motor yağı kullanımı ve temiz yakıt, özellikle filo araçlarına ve kurumlara ciddi tasarruf sağlıyor.

Emniyet’ten Tek plaka Uygulaması


Trafikte mezara kadar "tek plaka" uygulamasına geçilecek. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından çalışmaları sürdürülen ve Araç Tescil Projesi'nin genişletilmesi ile uygulanacak projenin bu yıl ortalarında hayata geçirilmesi hedefleniyor.

Yönetmelik değişikliğiyle uygulanmaya konması planlanan projeye göre bir kişiye bir plaka verilecek ve bu ölene kadar o kişinin üzerine kayıtlı olacak. Başka şahsa o plaka asıl sahibi ölene kadar verilmeyecek. Araçlar plakasız satılacak. Satan ve alan kişiler kendilerine tahsis edilen plakaları sıfır kilometre ya da ikinci el araçlarına taktıracak.

BELÇİKA VE İSVİÇRE'DE İNCELEME

İçişleri Bakanlığı 'Araç Tescil Ve Sürücü Belgesi İşlemlerinin Elektronik Ortamda Online Olarak Yapılması' projesinin kapsamını genişletiyor. Güvenlik gerekçeleri ve araç satış işlemlerinde doğan karışıklığın önüne geçmek için plaka projesi hazırlanıyor. Bazı AB üyesi ülkelerde farklı biçimde uygulanan plaka tahsis sistemi Türkiye'ye uyarlanacak. Bu amaçla Trafik Uygulama ve Denetleme Daire Başkanı Nevzat Önder Belçika ve İsviçre'ye "inceleme" gezisi yaptı. Önder, İsviçre ve Belçika'daki sistemi yerinde gördü. Projeye göre bir kişinin aldığı plaka o kişiye kayıtlanacak. Bu plaka o kişiden başkasına verilmeyecek. Tek araç için verilecek plaka ölene kadar aynı kişide kalacak. Yani T.C. Kimlik numarası gibi tescilli araç sahiplerinin de kendilerine özel plakası olacak.

İKİNCİ ELDE DE AYNI PLAKA

Aynı kişilere ait birden çok araç için ise normal prosedür kapsamında plaka tahsisi yapılacak. Araçlar plakasız satılacak. Alıcı-satıcı kişiler kendilerine tahsis edilen plakaları sıfır kilometre ya da ikinci el araçlarına taktıracak. Emniyet Genel Müdürlüğü plakaların adlarına tescilli araç bulunan kişilerin ismi ya da TC.kimlik numarasına göre vermeyi planlıyor. Bürokratların hazırladığı rapor İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal'a sunulacak. Emniyet verilerine göre Türkiye'de 14 milyon 316 bin 700 tescilli araç sahibi, 20 milyon 460 bin 739 da sürücü belgesi sahibi bulunuyor..